29 Nisan 2010 Perşembe

Bir Dost.

Sadece kimseyi uyandırmadan yoluma devam etmek niyetindeydim. Sanırım pek beceriksizim bu konuda. İlla ki yaptığım ya da söylediğim bir şey uyandırma servisi gibi iş görüyor. Tek nedeni de bunu yapmadan kılımı bile kıpırdatamıyor olmam. Bir plan mı yaptım, mutlaka anlatmalıyım ki içimdeki sosyallik güdüsü yerini bulsun, sevgiler paylaşılsın büyüsün kocaman olsun, sarsın sarmalasın dünyevi varlıklarımızı. Ne zaman ki yoluma çıkacak olsam, çığırtkanlık yaparcasına yoldan geçene bile belli ediyordum kendi yönümü. Sonunda patlarcasına bir yerlerde planlarımı sakladığım kasam açılıp, saçılıyor ne varsa içinde. Belki de bu sayededir, şimdiye kadar zararı olmayan hayat deneyimlerim çok daha fazla oldu. Her yanıltan planımla beraber, gözüpek bir deneyimi de yaşıyorum. Kendime kuramadığım hayatların mimarı olmaktan sıkılmaya da başlamadım değil. Beklenen fırsatlar çıkar, gezegenler aynı sıraya girer, kozmik güçler devrededir. Yapılacak şey çok basittir bir yerde; yılların birikimi sahnelenecektir. Bu haberle sevinçlenen gözlerden çıkan her kıvılcım döner dolaşır ve gönülde yangın çıkartır illa ki. Sadece mutluyduk halbuki, kapıdan burnumu bir sokup, ortamdaki nefes egzersizlerinin eşliğinde onca ruha bakıp, kendi ruhumdan bahsetmek için can atıyordum. Atılan can geri alınmazmış meğer.

"Eğer Tanrıyı güldürmek istiyorsan, ona planlarından bahset" sözü alaycı ve başımıza gelmesini istediğimiz şeylerin aslında bize gelmeyeceğinden emin olup, bizimle eğlenen bir Tanrıdan bahsetse keşke. Eğlenme hasretiyle neşelenen yüksek ruhların hepsi kendi eğlencesine bizim başarısızlığımızı meze etmekten, kimliğimize saplanan her okla sevinecek olan ve bizim de pek hoş niyetlerle kendimize seyirci seçtiğimiz kişilerdir.

Gerçekte sessizliği bozmak dostlara yönelik bir eylem. Kocaman yürekleriyle yol gösterdiklerinde, fazlasıyla eğlenme potansiyeli olan bir Tanrı karşımıza çıkacak gibi gelir mezecilerin tepkilerinin etkisi olarak. Asla da öyle olmaz. Planlarımın çoğunun bozulmasından eğlenmeyen kim varsa, ömr-ü hayatımın dostlarını da kucaklamaya yol açtıkları için gerçekleşmeyen planlar lütuf olur, sineye çekilir ve güzel anılara sebebiyet verdiklerinden, tatlı tebessümlerin adı olurlar. Kaldı ki hep aynı yerde aynı kişileri buldukça, uzatmamayı da öğrendim hikayeyi, hikaye diyorum çünkü planların hikayeleşmesinden çok, hikayelerin gerçekten yaşananabilmesi için sinsice gıdıklıyorum beynimi, anlatacak hikayelerimiz olsun diye. Sıcaklık sardıysa düşüncelerimi çoğu gece, dostlarımın planlarıma gülmeyip, gülümseyerek bana bakmalarından hep. Onları sevmeyeyim, planlarımı anlatmayayım, kendim olurken defalarca başarısız olsam bile, bir kere de başardığımda bir şeyi yanımda olmaları için yeni bir bahane yaratmaktan keyif almayayım da ne yapayım?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder